2800 yıllarında Hititler tarafından keşfedilen demir madeni, tarımda kara saban ve balta, savaşta ise kılıç olarak kullanılmaya başlandı. Bu döneme kadar, spor genellikle savaşa hazırlık amacıyla kullanılırken, Hititler döneminde barışçı sporun temelleri atıldı. Spor artık eğlenme ve oyalanma amacıyla da yapılmaya başlandı. Türklerin spor tarihînde savaşa hazırlık amacıyla at binme, ok atma, avcılık gibi sporları
tercih ettikleri görülmektedir. Özellikle Hunlar, Göktürkler ve Uygurlar
ata binme ve ok atma konusunda üstün bir yetenek sergilemişlerdir. Atlar, Türk boyları için sadece ulaşım aracı değil, aynı zamanda savaşta
önemli bir silah olarak da öne çıkmıştır, ancak yarış için de kullanılmışlardır. Türkler arasında at yarışları, sadece spor ve eğlence amaçlı düzenlenmemiş, aynı zamanda Selçuklular döneminde “Alplik-Yiğitlik”
sistemi içerisinde güçlü, cesur ve becerikli olmanın bir göstergesi olarak da değerlendirilmiştir.
Osmanlı döneminde spor, genellikle spor tekkelerinde yapılmıştır.
Ancak, Tanzimat Fermanı’nın ilanıyla birlikte modern sporun ilk adımları atılmıştır. Cumhuriyet döneminde okullar arası ligler düzenlenmeye
başlanmış ve 1924’te Türkiye’nin Olimpiyat Oyunları’na katılması
önemli bir dönüm noktası olmuştur. 1938’de Beden Terbiyesi Genel
Müdürlüğü’nün kurulmasıyla birlikte spor daha da kurumsallaşmış ve
1970’te Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın kurulmasıyla bu süreç ivme kazanmıştır.
Günümüzde Türk sporu, birçok dalda Olimpiyat ve Dünya Şampiyonalarında başarı elde etmiş, ülke genelinde birçok Spor Bilimleri Fakültesine sahip bir konuma gelmiştir. Bu başarılar, Türk sporunun tarih
boyunca nasıl bir evrim geçirdiğini ve bugünkü önemli konumunu
açıkça göstermektedir.
The iron ore discovered by the Hittites around 2800 BC was initially used for agricultural tools like the plow and axe, and later adapted
for weaponry such as the sword. Until this period, sports were generally utilized for preparing for war, but during the Hittite era, the foundations
of peaceful sports were laid. Sports began to be practiced for entertainment and leisure purposes. In the history of Turkish sports, activities
such as horseback riding, archery, and hunting were favored for military
readiness. Particularly, the Huns, Göktürks, and Uyghurs demonstrated
superior skills in horseback riding and archery. Horses not only served
as a means of transportation but also emerged as significant weapons in
warfare for the Turkish tribes, yet they were also used for racing.
Among Turks, horse racing wasn’t just organized for sports and entertainment but was also considered a testament to strength, courage, and
skill within the “Alplik-Yiğitlik” system during the Seljuk period.
During the Ottoman era, sports were predominantly practiced in
sports lodges (tekkeler). However, with the declaration of the Tanzimat
Edict, the first steps towards modern sports were taken. Inter-school leagues began to be organized during the Republican period, and Turkey’s participation in the 1924 Olympics marked a significant milestone. With the establishment of the General Directorate of Physical
Education in 1938, sports became more institutionalized, and this process gained momentum with the establishment of the Ministry of Youth
and Sports in 1970.
Today, Turkish sports have achieved success in numerous disciplines at the Olympics and World Championships and have attained a
position with several faculties of sports sciences nationwide. These achievements clearly demonstrate the evolution of Turkish sports throughout history and its current significant position.