1943 yılında Demokratik Federal Yugoslavya adıyla ilan
edilen, 1946'da Yugoslavya Federal Halk Cumhuriyeti ve nihaye
tinde 1963 yılında Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuri
yeti olarak değiştirilen ve federal cumhuriyetlerin dağılmasıyla
1992 yılında sönen Yugoslavya devletinin tarihi ülke vatandaşı
olan Türk toplumunun da tarihidir. 1912 yılında Osmanlı iktida
rının kalkmasıyla bu topraklarda azınlık durumuna düşmelerine
rağmen ulusal hakları kaybetmiş, anadilinde eğitim hakkı kısıt
lanmış ve ülkeden göç etmeleri için çeşitli baskılar uygulanmıştır.
Makedonya cumhuriyetinin başkenti Üsküp’te ulusal haklara sa
hip olmak için örgütlenmeye başlayan ve “Yücelciler” kuruluşu
olarak seslerini duyuran Türk aydınları ve bu kuruluşun sempa
tizanları 1947 yılının ağustos ayından itibaren tutuklanıp 19
Ocak 1947 günü başlayan ve 5 gün süren duruşma sürecinden
sonra 25 Ocak 1948 günü mahkeme kararını vermiştir. Dört kişi
medeni ve siyasi haklardan mahrum ve mallarının müsadere edil
meleri suretiyle idama mahkûm edilmiştir ve bir ay sonra 27 Şu
bat 1948 günü idama mahkûm edilenler Şuayip Aziz, Nazmi
Ömer, Ali Abdurrahim ve Adem Ali kurşuna dizilerek infaz edil
miş, teşkilatın diğer üyeleri ağır hapis cezalara çarptırılmıştır.
28 Şubat 1953 yılında Türkiye, Yunanistan ve Yugoslavya
arasında Ankara’da imzalanan ve Balkan paktı olarak adlandırı
lan üçlü politik antlaşma, üç ülke arasında nihai askerî iş birliği
nin yolunu açması ve 9 Ağustos 1954 günü Slovenya’nın Bled şeh
rinde bu ülkeler askerî antlaşması imzalanmıştır. Yugoslavya ve
Türkiye arasında iyi ilişkilerin kurulmasıyla hapis cezalarına
mahkûm edilen “Yücelcilerin” tamamı tahliye edilmiştir.
“Yücelciler” teşkilatının Türk azınlığının ulusal haklara sa
hip olması için verdikleri mücadele, teşkilat üyelerinin mahkeme
tarafından suçlu bulunup cezalanmalarından iki yıl sonra olumlu kabul edilip, anayasal ve kanuni hak olarak düzenlenmiş ve Ma
kedonya Cumhuriyeti dışında Kosova Özerk Bölgesi Halk Kurulu
tarafından da kabul edilip Türklerin yaşadıkları yerlerde ki okul
larda Türkçe eğitim görülecek sınıfların açılması için karar onay
lanmıştır.
The history of the Turkish community, which were citizens of
the former Yugoslav state, begins with the establishment of the
Federal People's Republic of Yugoslavia in 1946, later renamed
as the Socialist Federal Republic of Yugoslavia in 1963, and ul
timately dissolved with the breakup of the federal republics in
1992. Following the collapse of Ottoman rule in 1912, the Tur
kish community in these lands, despite becoming a minority, lost
their national rights, had their right to education in their mother
tongue restricted, and faced various pressures to emigrate from
the country.
Turkish intellectuals, organizing to assert their national
rights in the capital of the Republic of Macedonia, Skopje, and
making their voices heard through the establishment of the "Yü
celciler" organization, were arrested starting from August 1947.
Following a trial that began on January 19, 1947, and lasted for
5 days, the court rendered its verdict on January 25, 1948. Four
individuals were sentenced to death and deprived of civil and po
litical rights, with their properties confiscated. A month later, on
February 27, 1948, those sentenced to death— Şuayip Aziz,
Nazmi Ömer, Ali Abdurrahim, and Adem Ali—were executed by
firing squad, while other members of the organization were sen
tenced to heavy prison terms.
On February 28, 1953, the signing of the Tripartite Political
Agreement in Ankara among Turkey, Greece, and Yugoslavia,
known as the Balkan Pact, paved the way for ultimate military
cooperation between the three countries. Due to the establish
ment of good relations between Yugoslavia and Turkey, all thosewho had been sentenced to prison terms were released. Additio
nally, on August 9, 1954, the signing of a military agreement in
the Slovenian city of Bled further solidified relations between Yu
goslavia and Turkey.
The struggle of the "Yücelciler" organization for the Turkish
minority's national rights, which was initially deemed criminal by
the courts, was recognized positively two years after the convic
tions of its members. It was subsequently regulated as constituti
onal and legal rights and was approved by the Kosovo Autono
mous Region People's Assembly, besides being accepted by the
Republic of Macedonia. The decision included the opening of
classes for Turkish-language education in schools in areas inha
bited by Turks.