Osmanlı İmparatorluğu’nun fethinden önce Roma, Bizans, Bulgar
ve Sırp devletleri idaresine giren Kosova, Sultan I. Murat tarafından,
1389 yılında I. Kosova Savaşı’yla fethedilmiştir. 1455 tarihinden önce,
Gazi Evrenos Bey komutasındaki akıncıların seferleri sonucunda, bir
kaç defa el değiştiren Prizren şehri Türk çehresi ve kimliğini o zaman
dan itibaren almaya başlamıştır. Fatih Sultan Mehmet komutasındaki
Osmanlı ordusu 21 Haziran 1455 tarihinde Prizren’i fethetmiştir. Fe
tihten sonra şehre yerleşen Türklerin varlığı ve İslam’ı kabul etmeye
başlayan yöre halkının etkisiyle şehir, yeni kültürel yapısı biçimlenme
siyle birlikte yeni bir kimlik kazanmıştır. Kültürel biçimlemede ve şeh
rin her yönden gelişip kalkınmasında Suzi Çelebi’yle başlayan şehrin
yeni Rönesans’ı, kısa zamanda ekonomik ve eğitim alanında da gelişe
rek parlak bir döneme kapı aralar. 1637 yılında şehirde 540 kadar Ka
tolik, varoşta 22 Hristiyan hanede 325 nüfus, şehirde ise Ortodoksların
hane sayısı 34'tür. Pulti'den gelip Prizren'e yerleşen Arnavutlar 6 hane
olmak üzere nüfusları 20'dir. Türk hane sayısı yaklaşık 3.000'dir. 1.500
kadar dükkân bulunan Prizren 19. yüzyılda önemli aynı zamanda eko
nomi ve ticaret merkezidir. 1874’teki bir Türk salnamesine göre Priz
ren, 44.000 nüfuslu bir şehirdir. Daha sonraları Prizren aynı zamanda
bir eğitim merkezine dönüşecek, yüksek eğitim seviyesine kadar eğitim
olanağı sunacak bu şehirde yedi medrese kurulacaktır. Bu sayı böyle
küçük bir şehir için o dönem eğitim olanağı açısından çok büyük bir
rakamdır. Bu aslında Osmanlı İmparatorluğunun şehir ve yöre ahalisi
nin eğitim ve öğretimine ne derece imkân sağladığı ve önem verdiğinin
en iyi ve en somut göstergesidir. Bildirimizde, Prizren’de Osmanlı dö
neminde kurulan ve birer yüksek eğitim kurumu olan medreseleri ele
alınacak, bu kurumların şehrin yüksek öğretim seviyesinde aydınlan
ması ve kalkınmasına ne gibi katkılar sundukları da ayrıca irdelenecek
tir. Osmanlı-Türk idaresinin bu coğrafyayı eğitim açısından asla geri
bırakmadığı görülmektedir. Şehirde bunca yüksek eğitim - öğretim kumanlı’nın yüksek tahsil seviyesine varıncaya kadar eğitime ve toplumun
gelişmesine ne derece olanak sunduğu somut bir şekilde ortaya çıkmak
tadır.
Kosovo, which was under the rule of Roman, Byzantine, Bulgarian
and Serbian states before the conquest of the Ottoman Empire, was con
quered by Sultan Murat I. with the First Kosovo War in 1389. The city
of Prizren, which changed hands several times before 1455 as a result
of the raids of the raiders under the command of Gazi Evrenos Bey,
began to take on a Turkish face and identity from then on. The Ottoman
army under the command of Sultan Mehmet the Conqueror conquered
Prizren on June 21, 1455. With the presence of the Turks who settled in
the city after the conquest and the influence of the local people who
started to accept Islam, the city gained a new identity with the formation
of its new cultural structure. The new Renaissance of the city, which
started with Suzi Çelebi in cultural shaping and the development of the
city in every aspect, soon opened the door to a bright era by developing
in the economic and educational fields. In 1637, there were approxima
tely 540 Catholics in the city, 325 in 22 Christian households in the
suburbs, and 34 Orthodox households in the city. Albanians who came
from Pulti and settled in Prizren have a population of 20, including 6
households. The number of Turkish households is approximately 3,000.
Prizren, which has about 1,500 shops, was also an important economic
and trade center in the 19th century. According to a Turkish yearbook
in 1874, Prizren is a city with a population of 44,000. Prizren, a city
with a population of 44 thousand, will also become an education center,
and seven madrassas will be established to offer education opportuni
ties up to higher education level. This number is a very large number
in terms of education opportunities for such a small city. This is actually
the best and most concrete indicator of the extent to which the Ottoman
Empire provided opportunities and gave importance to the education
and training of the city and local people. In our paper, the madrasahs
established in Prizren during the Ottoman period, which are higher
education institutions, will be discussed, and the contributions of these institutions to the enlightenment and development of the city at the hig
her education level will also be examined. The Ottoman-Turkish admi
nistration never left this geography behind in terms of education. The
presence of so many higher education institutions in the city clearly re
veals the extent to which the Ottoman Empire provided opportunities
for education and the development of society, up to the level of higher
education, contrary to the unfounded claims made.