Beş yüzyılı aşkın bir süre boyunca Türk idaresinde olan devlet
lerde yaşayan bütün ulus ve halklar, dinlerine, dillerine bakmaksızın
yıllarca yan yana özgürce yaşamış, karşılıklı yardımlarda bulunmuş,
birbirlerine komşuluk etmişlerdir. Osmanlı İmparatorluğu’nun Balkan
lar’daki varlığı, bu bölgede farklı etnik ve dini grupların bir arada ya
şadığı, hoşgörü temelli bir düzenin inşa edilmesine olanak sağlamıştır.
Özellikle Osmanlı yönetiminin farklı kültürlere gösterdiği hoşgörü ve
onların geleneklerine saygı, Balkanlar’ın sosyal yapısında büyük bir
çeşitliliğin ve barışçıl bir ortamın varlığını sürdürmesine katkı sağla
mıştır. Fakat Avrupa ülkeleri, Balkan fetihlerinin ilk gününden başla
yarak, son iki Balkan Savaşı ve II. Dünya Savaşı’na kadar, bölgedeki
yerli halklarla kaynaşmış, onların dinlerine ve dillerine müdahale et
meden, zorlamadan, onları mahallî otoritelerin baskılarından koruya
rak, yerli asilere ve askerî sınıfa karşı büyük bir tolerans gösteren bu
büyük imparatorluğu zedeleyip yıkmaya başlamıştır.
Ben de Osmanlı'nın Balkanlar'da bulunduğu dönemlere ait tarihî
bilgiler içeren konularda oldukça sayıda kitap derleyerek, Avrupa ül
kelerinde oluşan yanlış algılar ve sahteci bilgiler içeren değerlendir
melerle ilgili yanlışları araştırarak elde etmiş olduğum bilgileri ortaya
atmaya gayret gösterdim. Bu makale de, Osmanlı’nın Balkanlar’daki
etkisini daha doğru bir biçimde anlamaya yönelik bir katkı sağlamayı
amaçlayan denemelerimden biridir.
For more than five centuries, all nations and people living in the
states under Turkish rules lived side by side freely for many years, pro
vided mutual assistance and were neighbors to each other, regardless
of their religion or language. The presence of the Ottoman Empire in
the Balkans allowed for the construction of a tolerance-based order in
this region where different ethnic and religious groups lived together.
In particular, the tolerance shown by the Ottoman administration to
different cultures and the respect for their traditions contributed to the
maintenance of a great diversity and peaceful environment in the social
structure of the Balkans. However, from the first day of Balkan
conquests until the last two Balkan Wars and World War II, European
countries began to damage and destroy this great empire, which had
integrated with the indigenous peoples in the region, without interfering
with their religions and languages, without forcing them, by protecting
them from the pressures of local authorities and had shown great tole
rance towards local rebels and military classes. I have also compiled a
large number of books on subjects containing historical information
about the periods when the Ottomans were in the Balkans, and I have
tried to present the information I have obtained by investigating the
misperceptions and false information evaluations that has been develo
ped in European countries. This article is one of my esseys in order to
contribute to a more accurate understanding of the Ottoman influence
in the Balkans.