Ahmet Hamdi Tanpınar tarafından 1950 yılında yazılan, ancak kitap
olarak yazarın ölümünden sonra 1973 yılında yayımlanabilen ‘Sahnenin
Dışındakiler’ adlı roman, işgal dönemi İstanbul’unu tarihi gelişim süreci
içerisinde gözler önüne seren en gerçekçi yapıtlardan biridir. Bir İstanbul
romanı olan ‘Sahnenin Dışındakiler’, 1920 yılında hem İtilaf devletlerinin
kuvvetleri nedeniyle askerî, hem de iç ve dış göçler sebebiyle toplumsal bir
işgal altında olan bu şehirdeki yaşam koşullarını anlatmaktadır. Millî
mücadeleye Anadolu’dan değil, İstanbul’dan bakan Tanpınar, şehirdeki
mücadelenin Anadolu’dan kopuk ve yetersiz olması dolayısıyla İstanbul’u
sahnenin dışı olarak görmektedir. Aynı dönemde Rusya tarihinde bir dönüm
noktası olan Bolşevik İhtilali sonucu gerçekleştirilen 1917 Ekim Devrimi’nde
yenik düşen Beyaz Ordu askerlerinin ve soylu halkın Rusya’yı terk etme
yolunda bir köprü görevi gören İstanbul, geçici göçmenlerin kültürel dokuyu
etkilemeleriyle bir takım değişikliklere maruz kalmıştır. Varlıklarını çok
çeşitli şekilde hissettiren ve 1920’li yıllara ‘Beyaz Yıllar’ olarak damgasını
vuran Rus göçmenlerin İstanbul’da kalış süresi az olsa da, bıraktıkları etki
oldukça fazladır. Çalışmada, işgal döneminde İstanbul’un toplumsal
yapısında yaşanan değişikliklere, Beyaz Rusların Türk halkı üzerindeki
olumlu ve olumsuz etkilerine ve özellikle de şehrin moda, eğlence ve sanat
anlayışında bıraktıkları izlere başkahramanın gözünden bakılarak
değinilecektir.
Written by Ahmet Hamdi Tanpinar in 1950, but published only after
the author's death in 1973, "Those Outside the Scene" is one of the most
realistic works that displays Istanbul's invasion period through the historical
timeline. An Istanbul novel, "Those Outside the Scene" depicts living
conditions in this city that was both invaded militarily by allied powers in
1920 and socially by internal and external migrations. Tanpinar, who
observes the national struggle only from Istanbul but not from Anatolia,
considers Istanbul as outside the scene due to the fact that the struggle in
İstanbul is insufficient and disconnected from Anatolia. During the same
period, Istanbul taking on a task as a bridge for Russian noble people and
White Army soldiers on the way to leave Russia those were defeated in
October 1917 Revolution, realized after Bolshevik Revolution that is a
landmark of Russian history. With the effects of temporary immigrants to the
cultural fabric, Istanbul was exposed to some changes. Russian immigrants
put a stamp in 1920’s as "White Years" and they made their existence felt in
such a wide variety of ways that even though they stayed in Istanbul for a
very short time period, they have left a great deal of impressions on the city.
In this study, it will be touched upon from the protagonist point of view of
changes in Istanbul's social structure in the invasion period, positive and
negative effects of White Russians on the Turkish people and especially the
tracks on the sense of entertainment and art.