Geleneksel minyatür sanatı, Türk millî kimliğini ve kültürel mirasını
yansıtan en önemli sanatsal disiplinlerden biri olarak öne çıkmaktadır.
Din, tarih, mitoloji ve edebiyat gibi temaları işleyerek kolektif hafızanın
oluşumuna katkı sağlayan bu sanat dalı, geçmişin kültürel belleğini
günümüze taşıyarak kimliğin korunmasında önemli bir işlev üstlenmektedir.
Ancak çağımızda, minyatür sanatının gerek sanatsal üretim
gerekse kültürel aktarım açısından yeterince görünür olmadığı ve
genç kuşaklara etkin biçimde ulaştırılamadığı gözlemlenmektedir. Küresel
kültürün etkisiyle ortaya çıkan bu yabancılaşma, uzun vadede öz
kimliğin zayıflamasına ve kültürel asimilasyona neden olabilmektedir.
Bu bağlamda, gelenekselin günümüz dünyasında yeniden yorumlanarak
geleceğe aktarılması gerekliliği ortaya çıkmaktadır. Söz konusu çalışma,
bu sorunsaldan hareketle, geleneksel minyatür sanatının modern
estetik anlayış ve tasarım ilkeleriyle dijital oyunlar aracılığıyla nasıl yeniden
kurgulanabileceği fikrini temel almaktadır. Günümüzde hem eğlence
hem de eğitim aracı olarak geniş bir etki alanına sahip olan dijital
oyunların, minyatür sanatının daha geniş kitlelere ulaştırılmasında etkili
bir mecra olabileceği, bu yolla kültürel farkındalık oluşturabileceği ve
millî kimliğin korunmasına katkı sunabileceği öngörülmektedir. Bu
doğrultuda, “Ferhat ile Şirin” anlatısı sadeleştirilerek bir platform
oyunu senaryosuna dönüştürülmüş; oyunun kurgusal evrenini oluşturan
karakterler, yaratıklar, mekânlar, nesneler ve olaylar, geleneksel minyatür örneklerinden yararlanılarak Eylem Araştırması Yöntemi kapsamında
uzman görüşleriyle desteklenmiş modern bir tasarım anlayışıyla
oyuna entegre edilmiştir. Çalışma sonucunda, geleneksel minyatür sanatının
çağdaş bir üslupla dijital bir oyun konseptine uyarlanmasının
hem sanatsal hem de kültürel açılardan önemli kazanımlar sağladığı,
ayrıca bu tür disiplinler arası yaklaşımların kültürel mirasın korunması
ve yeni nesillere aktarılmasında yenilikçi bir perspektif sunduğu sonucuna
ulaşılmıştır.
Traditional miniature art stands as one of the most significant artistic
disciplines reflecting Turkish national identity and cultural heritage.
By addressing themes such as religion, history, mythology, and literature,
miniature art contributes to the construction of collective memory
and plays a vital role in preserving cultural identity through the
transmission of the past. However, in contemporary times, it has been
observed that miniature art is not sufficiently visible in terms of artistic
production and cultural transmission, and it fails to effectively reach
younger generations. The alienation caused by the influence of global
culture may, in the long term, lead to the erosion of national identity
and cultural assimilation. In this context, the necessity of reinterpreting
traditional elements within the framework of contemporary culture and
transmitting them to future generations becomes evident. This study is
grounded in the idea of how traditional miniature art can be reimagined
and adapted to modern aesthetics and design principles through digital
games. Considering that digital games today serve as powerful tools for
both entertainment and education, it is suggested that they can function
as effective platforms for introducing miniature art to broader audiences,
fostering cultural awareness, and contributing to the preservation
of national identity. In this direction, the narrative of Ferhat and Shirin
has been simplified and transformed into a game scenario; various characters,
creatures, settings, objects, and situations that constitute the levels
of the game were derived from traditional miniature sources and
integrated into the game through a modern design approach, supported
by expert opinions within the scope of Action Research Methodology. As a result of this study, it has been concluded that reinterpreting traditional
miniature art within a contemporary framework and transforming
it into a digital game concept provides mutual benefits to both disciplines.
Furthermore, this interdisciplinary collaboration presents a new
perspective for preserving cultural heritage and ensuring its transmission
to future generations.